KÖK Araştırmalar

 

Kosova ve Geçici Uluslar arası Yönetim İlişkisi:

Vesayetten Fazla, İşgalden Az

Ümmühan Elçin Ertuğrul

 

 


Giriş

Kosova, Soğuk Savaş sonrasında ABD’nin Avrupa’yı kontrol etme çabaları ve Ortadoğu’ya yönelik hamleleri için atlama tahtası olma, Rusya için  Slav ve Ortodoks halklar arasında varlığını sürdürme, Avrupa Birliği için bütünleşmesinin önemli parçalarından olma ve dünya barış ve güvenliği için ihmal edilememe özellikleri dolayısı ile önemini her zaman korumuştur.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 10 Haziran 1999 tarih ve 1244 sayılı kararı yasal dayanak gösterilerek, Kosova’da Birleşmiş Milletler Geçici Uluslar Arası  Yönetimi kurulmuş, bu yönetim ülkede yasama, yürütme, yargı yetkilerini kullanmış, asker ve polis gücünü kontrol etmiştir. Bu dönemde, 1244 sayılı kararın gerek kendi içinde gerekse uygulama ile olan çelişkileri Kosova’yı bütünüyle keyfîliğin kucağına bırakmıştır. Devletler ve uluslar arası örgütler, Kosova ile ilgili olarak menfaatlerini uzlaştıramamışlar, bu durum Kosova’nın nihaî statüsüne de yansımıştır. Kosovalı Arnavutlar tam bağımsızlık talep ederlerken Sırplar “özerklikten fazla, bağımsızlıktan az” bir statü önermişler; nihayetinde ise yerel otoriteler tarafından 17 Şubat 2008 tarihinde “uluslar arası denetim altında bağımsızlık” öneren Ahtisaari planının uygulanması sözü verilerek, Kosova’nın tek taraflı bağımsızlığı ilan edilmiştir. 

17 Şubat 2008 sonrasında da Kosova’da varlığını devam ettiren Geçici Uluslar Arası Yönetim yetkilerini, uluslar arası vasi ya da idarî vasinin yetkilerinin çok ötesinde hukuka aykırı olarak şekillendirmiştir. Ülke üzerindeki geniş kontrolünde, Kosova’nın herhangi bir daveti söz konusu olmamıştır. Zorla kontrol sağlamaya çalışmamış olsa da işgal rejimlerinde kontrolün, silahlı çatışma sonucu ya da karşı koyma olmaksızın gerçekleşmesinin önemi yoktur. Geçici Uluslar Arası Yönetim, Kosova’yı  de facto olarak uluslar arasılaşmış bir alana dönüştürmüş ve bir devletin bütün klasik yetkilerini kullanmıştır (Zimmermann ve Stahn 2001: 429).

Çalışmada, Kosova Birleşmiş Milletler Geçici Misyonu, “UNMIK” olarak, NATO liderliğindeki Kosova Gücü ise “KFOR” olarak kısaltılmıştır. UNMIK ve KFOR’dan  oluşan Kosova’nın idaresi için bölgede bulunan uluslar arası yönetim ve güvenlik varlığı  “Geçici Uluslar Arası Yönetim” olarak ifade edilmiştir.

I. Kosova’yı Geçici Uluslar Arası Yönetime Taşıyan Süreç

Kosova, 1945 yılında Josip Broz Tito tarafından sosyalist temellere dayalı olarak kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Halk Cumhuriyeti içerisinde, Sırbistan federe devletine bağlı özerk cumhuriyet olarak örgütlenmiştir. 1987 yılında, Sırbistan’da iktidarı ele geçiren Sırp milliyetçilerinin, 1989 yılında anayasalarında değişiklik  yaparak Kosova’nın özerkliğini kaldırmaları üzerine Kosova Parlamentosu 2 Temmuz 1989 tarihinde Kosova’nın Sosyalist Yugoslavya  Federasyonu içinde ayrı bir cumhuriyet olma kararını almış ve 22 Eylül 1991 tarihinde bağımsız Kosova Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.  Bu duruma Sırp yetkililer tepki göstermiş, terör sorunu gerekçesi ile ciddî insan hakları ihlallerinde bulunmuşlardır. Süreç içerisinde, insan hakları konusunda ciddî boyutlara ulaşan ihlaller devam etmiş ve iç savaşa dönüşmüştür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin konuyu gündemine almasıyla birlikte sorun uluslar arası nitelik kazanmıştır. Güvenlik Konseyi’nin 31 Mart 1998 tarih ve 1160 sayılı kararıyla Yugoslavya Ordusu ile Kosovalı Arnavutların bağımsızlığı için mücadele eden Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK)’nun eylemleri kınanmış ve Yugoslavya’ya silah satışı yasaklanmıştır. 23 Eylül 1998 tarih ve 1199 sayılı kararda, düşmanlığın acilen bitmesi istenmiş ve yakın zamanda ortaya çıkacak insanî felaketin bölgede barış ve güvenliği  tehdit ettiği tespit edilmiştir. 24 Ekim 1998 tarih ve 1203 sayılı  kararla, Kosova’da çözülmeyen durumun bölgede barış ve güvenliği sürekli tehdit ettiği saptanmıştır. Güvenlik Konseyi tarafından askerî müdahale izninin verilmediği bu kararlar üzerine, 24 Mart 1999 tarihinde NATO operasyonu başlamış ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti güçleri Kosova’dan çıkarılmıştır (Alpkaya 1999). İlk defa, bir savunma ittifakı, kendi sınırları dışında  bir insanî felaketi önlemek için bir askerî müdahalede bulunmuştur. Ancak müttefik güçlerin de taraf oldukları bir savaşa dönüşen durum, Avrupa güvenliğine yönelik tehdidini azaltmamıştır (Solana 1999: 115-116)

Avrupa’nın ortasında baş gösteren bu durum, Doğu Avrupa’daki Slav Bloğu’nun delinmesini, Adriyatik’teki Rus etkisinin kırılmasını sağlayacağından ve   Balkanlarda kendi kontrolünde yeni bir NATO devleti oluşturma olanağı nedeniyle ABD’nin çıkarlarına uygun düşmüştür (Çelik 2008). Kosova’da Vietnam Savaşı’ndan bu yana, ABD dışında en büyük Amerikan askerî üssü inşa edilmiştir (Türbedar 2008).

Bölge ülkeleri açısından Kosova’nın bağımsızlığının, Makedonya ile başlayan ve Yunanistan ile Bulgaristan’a yayılma ihtimali olan bir reaksiyon zinciri oluşturmasından korkulmuştur. Domino etkisi kaygısıyla istikrarı bozmamak için  statükonun korunmasına özen gösterilmiştir. Bu korkunun yersiz olduğunu zaman göstermiştir. Arnavutluk’un daha büyük devlet olma arzusu yeterli olmadığı gibi, bunun için gerekli kapasiteye de sahip bulunmamaktadır. Makedonya’ya milliyetçi kaotik koalisyonun hâkimiyeti her tür hareketi önlemiştir. 1990’lar boyunca Büyük Bulgaristan yaratma girişimlerinin başarısızlığa uğraması nedeniyle, Bulgaristan bölgedeki en ılımlı devlet hâline gelmiştir. Yunanistan’da iktidarların saldırgan milliyetçiliği yasaklanmıştır. Bölgede hiçbir devlet bağımsız bir Kosova istememiş, bağımsızlığın savaşa dönüşeceği ihtimalini yakın görmeseler de, bölgesel istikrar açısından olumsuz karşılamışlardır (Rupnik 2000: 50).

 

 

 

Devamı için bkz. KÖK Araştırmalar, KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Cilt X, Sayı 1 (Bahar 2008), ss. 33-45.

 

Ümmühan Elçin ERTUĞRUL, Dr., Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesidir.

 

 

KÖK Araştırmalar , KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı (KÖKSAV) süreli yayınıdır. KÖKSAV bağımsız ve bağlantısız, günlük siyasî konumu olmayan bir kurumdur; merkezine Türkiye ve Türk dünyasını alarak araştırmalarını ulusal ve uluslar arası sosyal, siyasî ve stratejik konulara yoğunlaştırır, araştırma ve incelemeler yapar. Dolayısıyla, bu yayında ifade edilen bütün görüşler, değerlendirmeler ve varılan sonuçlar yalnızca yazar/yazarlarına aittir.

© 2009, KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı. Bütün hakları saklıdır.



Copyright © 2009 KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı